Tezhip Sanatı
Süsleme sanatlarından biri olan tezhip, doğal ve sentetik boyalar, farklı ayar ve renklerde varak altın ve mürekkep gibi malzemeler kullanılarak, ince fırçalarla kağıt ve çeşitli yüzeyler üzerine uygulanan bir sanattır. Tezhipli esere müzehheb, bu işi yapana müzehhib / müzehhibe denir. Usta çırak ilişkisi ile sürdürülen sanatlardan olan tezhip, genellikle yazıyla birlikte ve onu süslemek maksadıyla kullanılmaktadır. İslam dünyasında kitaba ve bilhassa Kur’ân-ı Kerîm’e gösterilen saygı, bu sanatın gelişmesinde önemli bir etken olmuştur. Elyazması bir kitapta zahriye, serlevha, fasıl başı, gül, durak, koltuk, hâtime gibi tezhip unsurlarına yer verilirdi. Kitap dışında levha, hilye-i şerîf, kıt’a, murakka, ferman, tuğra gibi tezhip sanatının kullanıldığı başka alanlar da vardır. Zamanın ihtiyaçları ve yönelimleri doğrultusunda bu sanat günümüzde kitaptan çok levha sanatı haline dönüşmüştür. Tezhip sanatında deseni oluşturan motifler hatayî, rumî, bulut, münhani gibi çeşitlere ayrılır. Farklı motif türleri, ayrı hatlar üstünde olmak kaydıyla, bir arada kullanılabilmektedir. Klasik tezhip, halkâr, tarama, çifttahrir, zerefşan, zerenderzer gibi teknikler koltuk, başlık, kenarsuyu, kuzu, cetvel ve tığ gibi kompozisyon öğeleriyle uygulanmaktadır. Herat, İlhanlı, Memluk, Timurlu, Safevi, Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde tezhip sanatı gelişimini sürdürmüş; kullanılan malzeme, renkler, motif çeşitleri gibi uygulanan teknikler değişikliklere uğramıştır. Abdullah Şirâzî, Baba Nakkaş, Şahkulu, Karamemi, Ali Üsküdarî, İsmail Hakkı Altunbezer, Rikkat Kunt, Muhsin Demironat gibi sanatkârlar eliyle zenginleştirilen bu sanat günümüzde çok sayıda sanatkâr tarafından sürdürülmektedir.